Kahramanmaraş merkezli sarsıntıların yarattığı acı çok büyük. Fakat bunun bir de kalanlar içinde hasar boyutu var. Tüm hesaplamalar için hala daha tüm datalar net olmasa da ekranlarda gördüğümüz birçok yıkımı uzmanlar araştırıyor. Meskenleri yıkılan vatandaşlar, DASK ödemelerini almaya başladı. Mal da canın yongası olunca, ‘Yıkılan sitelerde otoparklardaki araçlar, apartmanların altında kalmış otomobiller da kasko ve trafik sigortasından ödeme alabiliyor mu?’ diye merak ediliyor.
Depremde yıkım büyük olurken, birçok aracın da hasar aldığı görülüyor. Bölgede hasar tespit çalışmaları hala sürerken, artçıların da devam etmesiyle konutları hasarlı olan vatandaşların barınma sorunu da tam manasıyla çözülemediğinden araçlarında kalanlar da olduğu biliniyor.
Bir de konutu arabasının üzerine yıkılanlar var. Hem meskeni hem arabası sarsıntıda hasar alanlar. DASK, bildiğiniz üzere mecburî sarsıntı sigortası mesken hasarını karşılıyor. Husus arabalar olunca akla trafik sigortası ve kasko geliyor.
Deneyimli gazeteci Emre Özpeynirci de hususa dair Gazete Pencere’de bilgilendirme yapıyor.
Türkiye’deki araçların yüzde 3,1’i Hatay, Kahramanmaraş ve Adıyaman’da bulunuyor.
TÜİK bilgilerine nazaran Türkiye’de 14 milyon 200 bin araç bulunuyor. Zelzelede en ağır hasar alan Hatay, Kahramanmaraş ve Adıyaman’da toplamda 451 bin 438 adet araç bulunuyor. Bunların da yaklaşık 120 bini hasarlı, ağır hasarlı ve kullanılamaz durumda bulunuyor.
Bölgede kasko yapılan araç oranı çok düşük. Trafik sigortası da zelzele hasarını karşılamıyor.
Bölgede mecburî trafik sigortası olan araç oranı yüzde 80 fakat zorunluk trafik sigortası doğal afet ziyanlarını karşılamıyor.
Depremde en ağır hasarı alan bu 3 kentte kaskolu araç oranı da yüzde 15. Yani yüzde 85 araç hasarını karşılayamaz. Kasko yaptırılmış olan yüzde 15’lik araçların içinde hasarlı olanların oranı bilinmezken, bilinen tek şey her kasko poliçesi doğal afet sigortası içermiyor.
Gelelim hasarlı araçlarda ödeme hesabına; 451 bin 438 aracın yüzde 15’i 67 bin 715 araç ediyor. Bilinen hasarlı araç sayısının yaklaşık yarısı ediyor.
Hepsinin kasko yaptırmış olacağını düşünerek ortalama 500 bin TL üzerinden tamamı tamir yerine tamamının karşılanacağı düşünülürse; 33 milyar 857 milyon 500 bin TL meblağında bir tavan masraf öngörülüyor.
Kaskoda, ekspertiz değerlendirmesi sonrası araçların durumlarına ve poliçe kapsamına nazaran ya tamamı ödeniyor ya da araç servise gönderilerek tamir ediliyor.
Bu durumda da tamirat müddetince ikame araç tahsis ediliyor. Bölgede kalamayanlar için de kıymetli bir durum olan öteki bölgeye gitme konusunda bir çıkış yolu da sunulmuş oluyor.
Araç sahiplerinin sarsıntıda hayatını kaybetmesi halindeyse veraset yoluyla mirasçılar sigortadan ödeme alabiliyor.
Geçen yıl enflasyondaki yükselişle sigorta poliçelerindeki artış da gündem olmuştu. Bu durumda Özpeynirci Türkiye’deki kasko oranını da veriyor ki tehlike sinyalleri çalıyor.
Özpeynirci’nin bir de “depremzedelere ÖTV’siz araç” önerisi bulunuyor ki toplumsal medyada sigorta fiyatlarıyla birlikte yorumlanıyor.
?
?
?
?
