Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, “Aynı yeryüzünü paylaşan, tıpkı insanlık ailesine mensup bizler için, çıkarın da kaybın da müşterek olduğuna inanıyoruz. Bu bakış açısıyla, biliyoruz ki Afrika’nın geride kalması, tüm dünyanın kıtanın gerçek potansiyelinden yoksun kalması demektir” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Birleşmiş Milletler (BM) 79. Genel Konseyine katılmak üzere ABD’ye gelen Emine Erdoğan, New York’taki Türkevi’nde düzenlenen “Afrika’nın Lezzetleri: Bir Kültür, Mutfak ve Dostluk Şöleni” ile “Afrika Yemek Kültürü” kitabının tanıtımı programlarına mesken sahipliği yaptı.
Programa; Kosova Cumhurbaşkanı’nın eşi Prindon Sadriu, Mauritius Cumhurbaşkanı’nın eşi Sayukta Roopun, Fiji Cumhurbaşkanı’nın eşi Filomena Katonivere, İrlanda Cumhurbaşkanı’nın eşi Sabina Higgins, Botsvana Devlet Lideri’nin eşi Neo Jane Masisi, Estonya Cumhurbaşkanı’nın eşi Sirje Karis, Nijerya Cumhurbaşkanı’nın eşi Oluremi Tinubu, Bulgaristan Cumhurbaşkanı’nın eşi Desislava Radeva, Surinam Cumhurbaşkanı’nın eşi Mellisa Santokhi, Gabon Cumhurbaşkanı’nın eşi Zita Nyangue Nguema, Gambiya Cumhurbaşkanı’nın eşi Fatounatta Bah-Barrow, Seyşeller Cumhurbaşkanı’nın eşi Linda Ramkalawan, Kırgızistan Cumhurbaşkanı’nın eşi Aygül Japarova, Guatemala Cumhurbaşkanı’nın eşi Lucrecia Peinado, Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Kurulu Lideri’nin eşi Mirela Becirovic, AB Kurulu Lideri’nin eşi Amelie Derbaudrenghien Michel, bakanlar, memleketler arası kuruluşların üst seviye temsilcileri ve medya kuruluşlarının yöneticileri katıldı.
Misafirlerini tek tek karşılayan Emine Erdoğan, büyük bir ilgiyle ağırladığı devlet başkanı eşlerine Afrika’nın ünlü içeceklerinden Fas çayı ikram etti.
Program kapsamında Afrikalı bayanlar tarafından üretilen klâsik Afrika el sanatları eserleri Türkevi’nde sergilenirken, Emine Erdoğan konuklarına eserlerin gerisinde yatan büyük emeği anlattı.
Daha sonra programda bir konuşma yapan Emine Erdoğan, Afrika’nın, kültürel çeşitliliği ve doğal zenginliğiyle dünya üzerinde eşsiz bir pozisyona sahip olduğunu söyledi.
Emine Erdoğan, 2 binin üzerinde farklı lisanı, etnik topluluğu ve 1 milyarı aşkın nüfusuyla Afrika’nın, insanlık ailesinin adeta renkli bir iz düşümü olduğunu söz ederek, bilimsel araştırmalara nazaran kıtanın, neredeyse dünyanın tamamındaki kadar genetik çeşitliliğe sahip olduğunu lisana getirdi.
Afrika kıtasına daha evvel yaptığı ziyaretlerde en çok kıtanın inanılmaz çeşitliliğinden etkilendiğini kaydeden Emine Erdoğan, “Göz kamaştıran bir tabloyu andıran kıtanın dinamizmi, mutfağından giysisine kültürünün her katmanında kendisini gösteriyor. Afrika’nın kendine has mutfak kültürüyse başlı başına dikkate bedel bir hazine olarak karşımıza çıkıyor. Sofra, Türkiye’de ve dünyanın değişik kültürlerinde olduğu üzere Afrika kıtasında da farklılıkları ahenkle bir ortaya getiren muhabbet ve afiyet noktası mahiyetinde. Hayattaki acı-tatlı birçok deneyimde, sunduğu birliktelik ile insanın zorlukla baş etme gücünü artırıyor” diye konuştu.
Masa etrafında paylaşılan yemekle birlikte mutluluğun da çoğaldığına dikkati çeken Emine Erdoğan, “Afrika sofrasına konuk olduğunuzda, sunumundan pişirme tekniğine kadar her evresine sirayet etmiş eşsiz bir renklilikle karşılaşıyorsunuz. Envaiçeşit besleyici mahallî eserler, lezzeti artıran pişirme metotları ve ruhu besleyen sunum çeşitleriyle her lokma sizi çok istikametli seyahate çıkarıyor. Bu edindiğiniz deneyim o kadar özel hissettiriyor ki içinizde asırlara uzanan lezzetleri, öyküleri ile birlikte sevdiklerinize ve etrafınıza anlatma isteği uyandırıyor. İşte bu istek, 2018 yılında ‘Afrika Yemek Kültürü’ kitabı etrafında bizleri buluşturdu” sözlerini kullandı.
“OSMANLI MUTFAĞININ PİŞİRME TEKNİKLERİ AFRİKA LEZZETLERİNİ ETKİLEDİ”
Emine Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı himayesinde ve Afrika Kültür Konutu Derneği öncülüğünde, Afrikalı Büyükelçi ve Misyon Şefleri Eşleri Derneği (ASHOM) katkılarıyla “Afrika Yemek Kültürü” kitabının birinci baskısını 2019 yılında çıkardıklarını belirtti.
Bu baskıda, kıtanın 5 farklı bölgesinden 58 özgün yemek tanımına yer verdiklerini lisana getiren Emine Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bugün tanıttığımız yeni genişletilmiş versiyonunda ise tanım sayısını neredeyse iki katına çıkartarak 110’a yükselttik. Klasik reçeteleri, gerisindeki insani birikimle ortaya koyarak, kitabın içeriğini daha da zenginleştirdik. Bu süreçte Osmanlı mutfağının pişirme teknikleri ve şifa reçetelerinin de Afrika lezzetlerini etkilediğini gördüm. Kitaptaki tarifler, lokal formüllere ek olarak Akdeniz havzasının damak tadını, Arap ve Hint tesirleriyle zenginleştiren muazzam bir sentezi ortaya koyuyor. Bu süreçte dikkatimi çeken bir öbür bahis ise Afrika mutfağı reçetelerinin Türk mutfağında olduğu üzere israfa karşı hassasiyet ile oluşturulmuş olmasıydı. Global besin israfının 1 milyar doları aşarak alarm verdiği bir periyotta, kültürel öğretileriyle bağını koparmamış ülkelerin bilgi ve deneyimi daha da değer kazanıyor. Bir Afrika atasözünün vurguladığı üzere, ‘Köklerin derindeyse rüzgardan korkmana gerek yok.’ Köklerimizle kurduğumuz bağları geliştirdikçe, çağdaş sınamaların sert rüzgarlarının yıkamayacağı bir güce ulaşacağımıza inanıyorum.”
“KAZANCIN YA DA KAYBIN MÜŞTEREK OLDUĞUNA İNANIYORUZ”
Programda Afrika mutfağının renklerini, tatlarını ve kıssalarını kutlarken, bütün bu kültürel mirası daima birlikte kucaklamayı, muhafazayı ve geleceğe aktarmayı hedeflediklerinin altını çizen Emine Erdoğan, “Aynı yeryüzünü paylaşan, tıpkı insanlık ailesine mensup bizler için, çıkarın da kaybın da müşterek olduğuna inanıyoruz. Bu bakış açısıyla, biliyoruz ki Afrika’nın geride kalması, tüm dünyanın kıtanın gerçek potansiyelinden yoksun kalması demektir. Gelin, Afrika’nın tüm kaynakları ve insanlarıyla, adil bir sistemde kendi potansiyelini gerçekleştirebildiği bir dünya hayal edelim. Bu dünya size de şu an içinde olduğumuz dünyadan daha parlak, daha güçlü, daha umut verici gelmiyor mu?” dedi.
Emine Erdoğan, 2017 yılında kurdukları Afrika Kültür Meskeni Derneğinin de böylesi bir dünya hayalinin eseri olduğunu belirterek, “Bugün derneğin, ülkemizdeki Afrikalı kardeşlerimiz için cazip bir buluşma noktası ve Türkiye ile Afrika ülkeleri ortasındaki bağları güçlendirmek için inançlı bir taban haline gelmesinden mutluluk duyuyorum. Afrika Birliği ile bu sene New York’ta imzalanan Mutabakat Zaptı’nın, derneğimizin bölge ülkeleriyle yakın temaslar kurması için hoş bir vesile olmasını diliyorum” temennisinde bulundu.
Yemek kültürü kitabı ve Afrika Kültür Konutu Derneğinin çalışmalarına dayanaklarını esirgemeyen ve bugünkü programa katılan Afrika ülkelerinin önderlerinin eşlerine şükranlarını sunan Emine Erdoğan, Afrika’nın Türkiye’deki büyükelçiliklerine ve büyükelçi eşleri ile Türkiye’nin Afrika’daki misyonlarında vazifeli temsilcilere, akademisyenlere ve alanında uzman şeflere teşekkür etti.
Konuşmanın ardından devlet başkanı eşlerinin katılımıyla aile fotoğrafı çekildi.
Katılımcılar, canlı Afrika müzikleri eşliğinde “Afrika Yemek Kültürü” kitabından reçetelerinin sunulduğu klasik Afrika lezzetlerinin ikram edildiği programda keyifli vakit geçirdi.
Programın akabinde Nijerya Cumhurbaşkanı’nın eşi Oluremi Tinubu, BM 78. Genel Şurasında global imzaya açılan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın birinci imzacısı olduğu Sıfır Atık Uygun Niyet Beyanı’nı imzaladı.
“BİR LOKMA TÜKENMEYECEK BİR ZENGİNLİĞE DÖNÜŞEBİLİR”
Emine Erdoğan, toplumsal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Bir lokma, lakin bir gönülde yer bulduğunda tükenmeyecek bir zenginliğe dönüşebilir” değerlendirmesinde bulundu.
New York Türkevi’nde “Afrika Lezzetleri: Bir Kültür, Mutfak ve Dostluk Şöleni Afrika Ev Yemek Kitabı Tanıtım Programı”nda devlet başkanı eşlerini ve uluslararası kuruluşların temsilcilerini ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu lisana getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
“Sofra, Türkiye’de ve dünyanın değişik kültürlerinde olduğu üzere, Afrika kıtasında da farklılıkları ahenkle, kalpleri muhabbetle birleştiriyor. Kıtanın kendine has mutfak kültürü, başlı başına dikkate paha bir hazine. İşte bu hazineyi insanlığın ortak hafızasına sunmak için ‘Afrika Yemek Kültürü’ kitabını hazırladık. Kitap, klâsik reçeteleri, arkasındaki insani birikimle ortaya koyuyor. Afrika Kültür Konutu Derneğimizle pekişen dostluğumuzun, bu yapıtın kuracağı gönül köprüleriyle daimi olacağına inanıyorum.”