Gazetemiz müellifi Tuncay Mollaveisoğlu, bugünkü “Gordion’un düğümü ve Kılıçdaroğlu” başlıklı yazısında dikkat çeken bir mevzuyu ele aldı.
Mollaveisoğlu yazısında, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Bu yaz tatil yok’ diyerek milletvekillerini alana çıkarmasının CHP’nin çok az oy aldığı vilayetlerde yapılan küme toplantıları, basın açıklamaları, çeşitli vilayet ve ilçelerden belediye liderlerinin bu bölgelerde halkla buluşmasının anketlere nasıl yansıdığına değindi.
BUPAR Araştırma’nın yaz boyunca her toplantı sonrası vilayetlerde ölçüm yaptığını belirten Mollaveisoğlu, “Bu vilayetlerde oy oranlarının iki ile üç kat ortasında arttığı görülüyor. Örneğin, CHP’nin yüzde 2.5 oy aldığı Van ve Diyarbakır’daki oy oranı, son ankete nazaran yüzde 7.5 düzeyine yükselmiş” dedi.
CHP’nin seçmen tabanını genişletme çalışmasını Gordion’un düğümüne benzeten Mollaveisoğlu, Kılıçdaroğlu’nun sağ seçmende karşılığı olan isimler üzerinden yaptığı atılımların haklı olarak tenkit konusu olduğunu belirtti.
Kılıçdaroğlu’nun sesini sağ seçmene ulaşmaya başladığını söyleyen Mollaveisoğlu’nun yazısı şöyle;
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Bu yaz tatil yok” diyerek milletvekillerini alana çıkarması, CHP’nin çok az oy aldığı vilayetlerde yapılan küme toplantıları, basın açıklamaları, çeşitli vilayet ve ilçelerden belediye liderlerinin bu bölgelerde halkla buluşması sonuç verdi mi?
Yanıtı anketlere bakarak söyleyelim, evet, saha çalışması, halka buluşma, gidilen vilayetlerdeki oy oranlarını artırdı.
Elazığ, Erzurum, Sakarya, Niğde, Van, Kayseri üzere daha evvel hiç CHP seçmeni olmamış yurttaşların bir kısmı bu çalışmanın tesiri ile birinci kere CHP’ye oy verecekler…
BUPAR Araştırma yaz boyunca her toplantı sonrası vilayetlerde ölçüm yaptı. Bu vilayetlerde oy oranlarının iki ile üç kat ortasında arttığı görülüyor.
Örneğin, CHP’nin yüzde 2.5 oy aldığı Van ve Diyarbakır’daki oy oranı, son ankete nazaran yüzde 7.5 düzeyine yükselmiş.
*
CHP’nin seçmen tabanını genişletme çalışması Gordion’un düğümü üzere bir sorunu, çözümsüzlüğü işaret ediyordu.
Ortalama yüzde 70 oranında sağ partilere oy verme eğilimi olan seçmenin tercihi nasıl değiştirilebilirdi?
Kemal Kılıçdaroğlu, liderliği boyunca bu düğümü çözmeye çalıştı. Sağ seçmende karşılığı olan isimler üzerinden yaptığı ataklar haklı olarak tenkit konusu oldu. CHP’nin dokusu ile uyumsuz isim ve bazı açıklamaların, parti çizgisi ile çatışması kaçınılmazdı.
Ancak yeni seçmen kazanma eforu ve CHP içinden yapılan tenkitlerin de katkısı ile Kılıçdaroğlu’nun sesi sağ seçmene ulaşmaya başladı.
Rejim değişikliği ile birlikte Erdoğan’ın memleketi, demokrasi isteyenler ile tek adama biat edenler olarak ikiye ayırması muhalefetin taban şartlarda bir ortaya gelmesine, demokrasi, hukuk ve millet egemenliği tabanında ortaklaşmasına neden oldu.
Kılıçdaroğlu yıllardır CHP’de yapmak istediği ittifakı, CHP’yi esnetmeden bir masa etrafında birleştirmeyi başardı.
Bugün gelinen durumun özeti şudur; Millet İttifakı, CHP’yi sağcılaştırmadan, CHP’nin tarihî kimliğini de koruyarak kuruldu ve yenilmez denilen Erdoğan’ın endişeli düşü oldu.
Üstelik bu o denli bir ittifak ki; CHP’nin göstereceği cumhurbaşkanı adayına şartsız takviye sağlayacak taraflardan oluşuyor.
Yani aslında yeni bir seçmen tabanından kelam ediyorum.
*
Siyasal olarak farklı lakin Cumhuriyet bedelleri noktasında ortaklaşan partilerin bir ortaya gelmesi Erdoğan’ın en büyük telaşıydı… O denli de oldu ve Saray tüm stratejilerini ittifakı bölmek üzerine kurdu. Zira AKP’nin artık halka söyleyecek tek bir kelamı kalmadı.
Konuştuğum kaynaklar ittifak içinden faal kimi isimlerin “bir formda ikna edilerek” seçim sınırında provokatif açıklamalarla ittifakı bölmeye çalışacağını söylüyorlar…
Bunları görelim lakin odaklanmayalım…
*
Muhalefetin asıl odağı, AKP’den kopan yüzde 15 bandındaki kararsız seçmen kitlesi olmalı…
Bu kitle en az bir sefer Cumhur İttifakı’na oy vermiş seçmenlerden oluşuyor.
Nasıl ikna edilecekler?
*
İttifak ve açıklanacak cumhurbaşkanı adayı başta ekonomik buhrana karşı ne yapacağı olmak üzere halka yalnızca tahlil anlatmalıdır.
Üstelik bu tahlilleri hap üzere, her yurttaşın anlayacağı ve ezberleyeceği bir lisanla aktarmalıdır.
Kılıçdaroğlu bunu yurt sorunu, araba vergilerindeki fahiş oran ve EYT konusu üzere kimi başlıklarda yaptı.
Türkiye’nin dört bir yanında şu slogan konuşulur oldu: “Bay Kemal söylüyor Erdoğan yapıyor”
Kararsız kitleyi dönüştürecek olan işte bu…
*
Millet İttifakı ya da 6’lı masanın seçmende tek bir gövde olarak görünmesi, seçmene neyi nasıl söyleyeceğine bağlı.
Muhalefet denilince toplum tahlili ve bunu yapacak takımları görmeli…
Yani muhalefet umut olmalı ve bir an evvel masa başı toplantılarından kalkıp halka sıkıntıları nasıl çözeceklerini anlatmaya başlamalı…
*
Demokrasi bileşenlerinin adayı ortaya çıktıktan sonra, aday odaklı yapılacak her tenkit, Recep Tayyip Erdoğan’a oy vermekle tıpkı manaya gelecektir.
Kılıçdaroğlu, Gordion’un düğümünü İskender üzere kılıçla kesmek yerine, efsanede beklendiği üzere ince bir siyasi strateji ile çözdü…
Ve bu tahlil devletin yine inşasının başlangıcı olacak…
GORDION EFSANESİ…
Yeni bir başkan arayışında olan Friglere bir kahin tarafından, kente öküz arabası ile giren birinci adamı kral ilan etmeleri söylenir. Bu kişi kağnısıyla kente giren fakir bir köylü, Midas’ın babası, Gordios olur. Gordios, kral ilan edildikten sonra öküz otomobilini Frig Yaradanı Sabazios tapınağına adar. Otomobil kızılcık kollarından bir düğümle tapınağa bağlanmıştır ve bu düğümü çözecek kişinin Asya’nın hâkimi olacağı söylentisi ile ünlenir.
Büyük İskender, Gordion’a geldiğinde (MÖ 334) düğümü çözmeye çalışır fakat başaramaz. Sabrı tükenince öfkeyle kılıcını çekip düğümü keser. İskender, nitekim de Pers İmparatorluğu’nun fatihi ve Asya’nın hâkimi olma yolundadır. Lakin 33 yaşında ateşli bir hastalıktan vakitsizce vefatı bilgelerce İskender’in Gordion düğümünü çözmek yerine sabırsızca davranmasının cezası olarak yorumlanır.”